Anadolumuz’un küçük bir kasabasından, sınav sonucumu öğrendiğim andan itibaren yaşadığım sevinçle birlikte, korktuğum büyü(k) şehir İstanbul’a geldiğim 2008 yılında, Marmara Üniversitesine kayıt olma ile bırakıp gitme düşüncesi arasında bir kararsızlık yaşamıştım ama daha sonra eğitime, özellikle de çocuk eğitimine olan sevgim baskın çıkarak bölüme devam etmemin doğru olacağını düşünmüştüm. Büyük bir sevinç ve heyecan ile geldiğim İstanbul bana ürkütücü gelmişti ve yapamayacağım ile yapabilirsin ayrımında yoluma ışık tutan, her köşesine sanatın birçok dalının işlendiği, huzur veren küçük ve sıcak bir odaydı kararımı kesinleştiren… Ve bu odayı zenginleştiren, değerli kılan hocalarım… Sevincin, hüznün, başarının birlikte paylaşıldığı sanat odası… Tecrübeleri ve hayat karşısındaki neşeli tavırlarıyla bana ilham kaynağı olmanın yanında asistanları olmak şerefini bana sağlayarak üzerimde büyük emekleri olan değerli hocalarım…

Her girişinizde sizi kokusu ve haşmetli gövdesiyle selamlayan ağaçlar ile saklı bir bölüm binası(ydı)… Şehrin ürkütücü ve boğucu havasından uzakta gizemli bir yer gibiydi sanki… 

Binayı bilgisi, tecrübesi ve insancıl yanıyla zenginleştiren AİLE gibiden ziyade AİLE’nin bizzat kendisi olma duygusunu tattıran değerli hocalarıyla unutulmaz dakikalar yaşanan günler… Uygarlığın ve güzel yazının tarihine unutulmaz ve heyecanlı bir yolculuğa başlıyorsunuz ilk önce… Yanınızda bir sürü çocuk kitabı… Bazen birleştirilmiş sınıflı bir köy okulu çıkıyor karşınıza… Bazen de kalabalık ve merkezde büyük okullar… Burada hayatın bilgilerini öğreniyorsunuz hocalarımızdan… Çocuğa bakışı ve çocuğun dilini öğreniyorsunuz...

Bu unutulmaz yolculuğu bizzat yaşamak isterseniz heyecan dolu bölümümüze gitmenizi tavsiye ederim… Çünkü sonunda mesleğini lâyıkıyla yapacak olmanın duygusuyla doluyor tüm bedeniniz… Bu yolculuğun kahramanları ve yolculuğa anlam katan bütün hocalarımıza emekleri için minnettarım… 

İyi ki Marmara var, iyi ki Marmara hocaları var…

Ümit DUMAN
İlkokul Müdür Yardımcısı
Gümüşdere İlkokulu / Van