Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümünü 2009 yılında tamamladım. Mezun olduğum yıl İstanbul’un Esenyurt ilçesinde göreve başladım. Bakmayın görev yerimin İstanbul olduğuna... Sınıf mevcudunun en az altmış, en çok yetmiş iki olduğu birçok sınıfta yaklaşık on iki yıldır öğretmenlik yapıyorum. Bu süreçte bu kadar mevcutlu sınıflarda neler başarabildiğimi duysanız, eminim siz de teftişime gelen müfettiş gibi hazırladığım dosyaları bir kenara bırakır; mezun olduğum üniversiteyi, eğitim aldığım hocaların ismini tek tek sorardınız.

Atatürk Eğitim Fakültesi, öğrencilerini (aslında öğretmenleri) yetiştirirken toplumun eğitim hedefleri doğrultusunda sizi donatıyor. Hiçbir hocamız bizi sadece bulunduğu ortamı disipline edecek, sınav ve sözlü yapacak, atanıp mesleği durağan icra edecek şekilde yetiştirmedi. Bizleri ülkemizdeki, hatta dünyamızdaki değişim ve gelişime ayak uydurabilecek, kendisini sürekli geliştirme çabasında tutabilecek,  sınıfta  karşınıza  çıkabilecek  her  türlü  duruma  stratejik bir şekilde yaklaşarak  çözüme  ulaştıracak  meslekî

formasyon ile donattılar. Öyle bir eğitim düşünün ki öğrencileri ne zaman nerede alkışlamamız gerektiğini öğreten bir matematik öğretimi dersi, finallerinde kuru boya ile hayalî öğrencimize çiziyormuşçasına yapılan ders anlatımları, flütü doğru tutup piyanodaki notalara doğru çıkışımızı bize tekrar tekrar anlatmaları, bir drama dersi için günlerce yapılan ön hazırlıklar, kullanacağımız ders materyallerini tasarlamak için gezdiğimiz müzeler, okuduğumuz kaynaklar, hazırladığımız oyuncaklar, güzel yazı dersleri için biten kalemler, harcanan parşömenler, kendi dilini bir çocuğa anlatmadaki incelikler ve belki de yazamadığım birçok verimli çalışma ile tamamladık üniversite eğitimimizi. Öğretmenliğimin ilk gününden bugüne bir sınıf ile baş başa kaldığımda aslında geçmişteki dört yıl boyunca bu anlar için çok kıymetli hocalar tarafından hazırlanmış olduğumu an be an hissediyorum. Hâlen üniversitede beraber okuduğum birçok meslektaşım ile  görüşmekten ve kendimizi her daim geliştiren öğretmenler olduğumuzu gözlemlemekten keyif alıyorum.

Yolu bu bölümden geçen tüm meslektaşlarımı selamlıyor, bizlere emeği geçen hocalarıma çok teşekkür ediyorum.

                                                                                                            Nilgün KEÇE
Sınıf Öğretmeni
Orhan Gazi İlkokulu / İstanbul