2010 yılında, Marmara Üniversitesinden mezun olduğum yıl, İstanbul’da bir devlet okulunda göreve başladım. İlk yılımda 40 tane mini mini birinci sınıf öğrencim oldu. Üniversitede öğrendiklerimi sınıfımda uygulamak için çok heyecanlıydım. Okul Müdürümüz aslında yeni mezun olmuş bir öğretmeni birinci sınıflarda görevlendirmediklerini ama Marmara Üniversitesi mezunu olarak bu görevi en iyi şekilde yapacağımı söylediğinde Üniversitemle bir kez daha gurur duydum…

Mesleğimde 10. yılımda olmama rağmen her birinci sınıf aldığımda heyecanla hangi maceraların bizi beklediğini merak ediyorum. Üniversitede öğrendiğim en önemli şey; meslekte karşılaşacağımız birçok problem ve zorluğun çözümü için tek bir cevabın olmadığı, ancak akademik ve sosyal becerilerimizi, yaratıcılığımızı geliştirdiğimizde ve neyi, nasıl öğretebileceğimize dair teorik bilgilere hâkim olduğumuzda mesleğimizden keyif alacağımız ve eğlenceli hâle getirebileceğimizdi. İlkokulda her şeyden önce öğrencinin ve öğretmenin okulu sevmesi,  yaptığı işten keyif alması gerekiyordu. Üniversitemizin de akademik ve sosyal

imkânları, bir sınıf öğretmeninin mezun olduğunda ihtiyacı olabilecek tüm imkânları barındırıyordu ve bunu bize sağlamıştı. Hâlen üniversitede tanışmış olduğum kaya tırmanışını aktif olarak devam ettirmekte ve çocuklar için doğa yürüyüşleri, doğada ders etkinlikleri yaparak bu yönümü mesleğimde uygulamakta, dünyadaki ve ülkemizdeki örneklerle geliştirmeye çalışmaktayım. Temelini üniversitede almış olduğum drama, müzik, spor derslerinin üzerine kurslar, seminerler alarak okulumda ve sınıfımda, kendime özgü yöntemler ve etkinliklerle uygulamalar yapmaktayım. Anadolu Üniversitesinde ikinci lisans olarak Felsefe bölümünü bitirdim ve haftada bir gün sınıfımda -düşünme ve sınıf meselelerini konuşmak üzere- “Masal Saati” yapıyorum. Bu derslerde öğrenciler çember şeklinde dizilmiş minderlerinde oturup masal okuyup dinledikten sonra olaylar üzerinden sınıfla ilgili meseleleri konuşuyorlar, hep birlikte kararlar alıyorlar. Başlangıçta benim seçip okuduğum masalları okurken şimdi sadece kendi yazdıkları masalları okuyorlar ve dersleri her hafta başka bir öğrenci yönetiyor. Ben de uygulamalarımı sürekli güncelliyor ve şartlara göre düzenleyip değiştiriyorum.

Marmara Üniversitesinde hâlen görev yapan hocalarımı ve yaptıkları uygulamaları takip ediyor, gerektiğinde fikir alışverişi yapıp çalışmalarından faydalanmaya çalışıyorum. Bu sayede yıllar sonra hâlâ Marmaralıyım diyebiliyorum…

Binnur ÇEŞMECİ
Sınıf Öğretmeni
Ziyapaşa İlkokulu / İstanbul